Uzun yıllar hareketimiz gerileme, dağılma, parçalanma, çok daha önemlisi başta kültürel alanda olmak üzere bozulma sürecini yaşadığı bilinmektedir. Bu geriye düşüşün tüm olumsuz sonuçları bir dağ gibi önümüzde durduğu, attığımız ya da atacağımız her adımda önümüze engel çıkardığı bir gerçektir.
Hiç şüphesiz, bu gerileme ve bozulma sürecini adım adım yıkacak, hareketimizi yeniden iki ayağı üzerinden devrim yürüyüşünden öncü konuma yükselteceğiz.
Asıl görevlerimiz; hareketimizdeki gerilemeyi durdurmak, yeni bir ivme kazanıp kurumsallaşma ve gelişme içinde, partileşme süreci yaşamak, yıkılan her şeyi devrimci temelde inşa etmek, bu süreci politikleşmiş askeri savaşla ele almak, devrimci bir odak olup devrimci kurtuluş bayrağını halkların kurtuluşu için yükseklere taşımak.
Asıl görevimiz budur!
Hiç şüphesiz bu görev bir dizi alt başlık içerir ve görevlerimize odaklaşacağız. Ancak, bunu tanımlamak tek başına sorunu çözmüyor, ister istemez gerileme ve bozulma sürecinin tüm olumsuz sonuçları karşımızda durmakta, ayaklarımıza dolaşmaktadır. Bu sonuçların bir kısmını elimizin tersiyle bir kenara iteleyeceğiz; bir kısmı ile de mücadele etmek zorunludur.
Doğru bir yerde durmak, ideolojik olmayan ayrışmalara prim vermemek, kapsayıcı ve toparlayıcı olmak hiç şüphesiz olumlu bir şeydir; bunu yaptık ve yapıyoruz. Ancak bu kaotik ortamda, devrimci kültürün bir kenara atılıp dedikodu ve internet rezaletinin her yeri kirlettiği, at izi ile it izinin birbirine karıştığı, sahte, tükenmiş, siyaseten uzun yıllar emekli olmuş bazı kişiliklerin yeniden meşruluk kazanma çabalarının olduğu, her gün yeni bir rezaletin internet ortamında değerlerimizi ve çevremizi kirlettiği bir ortamda susmak çok da anlamlı olmuyor.
İnternet devrimciliği dönüp dolaştı bizi, çevremizi, insanlarımızı ve çok daha önemlisi kültür ve değerlerimizi vurdu. Kültürümüzü bozup değerlerimizi yıkan, devlet desteği ya da devlete hizmet eder biçimde saflarımızda dedikodu, kafa karışıklığı, güven bunalımı yaratan bu sözde devrimcilik iki alanda, Avrupa ve Rojava’dan yayıldı. Hemen hemen tüm ilişkilerin açığa çıktığı, etrafta birçok şaibeli ve ipi devletin elinde olduğu tiplerin dolaştığı, bu şaibeli tiplerin kitle örgütlerinde, çevremizde “devrimci kurtuluşçu” göründüğü (Bunları biliyoruz ve zamanı gelince gereği yapılacaktır. Hiçbir güvenlik refleksi kalmayan, örgüt fikri ve kültürü sıfırlanmış, eskimiş kişilikler de bunlara zemin sundu ve sunuyor) çok ciddi güvenlik tehlikesinin yaşandığı bir ortamda bu rezaletin olumsuz etkisi katlandı.
Buradan yol açıldı, şimdi de bazı kişiler, bu yolu izledi ve her yanı kirletiyor.
Son örnekler; Birincisi kaybettiğimiz eski bir arkadaşımız üzerinden yapılan polemikler, ikincisi doğru ve yanlışın iç içe her yeri kirlettiği, yeni rezaletler…
İşte bundan dolayı bu açıklama bir zorunluluk olmuştur.
Yoldaşlar, Dostlar;
Son rezaletin merkezinde Avrupa da hareketimizin ismini kullanan tasfiyeci, mafyatik, nitelikli dolandırıcı emek hırsızları durmaktadır. Hareketimizle uzun yıllar politik ve örgütsel ilişkisi olmayan bu tasfiyeci mafyatikler, görülen o ki, uzun yıllar sürdürdükleri kirli ve mafyatik ilişkilerini hareket adına, yeni bir halka eklemişlerdir. Avrupa da birbirine ihtiyacı olan ve birbirini kullanan iki tip, ayrıca ülke içinde ilişki kurdukları şaibeli ve hiçbir kapsama alanı olmayan, hareketten uzun yıllar uzaklaşmış bir-iki tip üzerinden yeni rezalete imza atmışlardır. Hepsini biliyor, doğru ile yanlış ayırıyor, masum arkadaşlarımıza sahip çıkıp ve bu mafyatik unsurlardan hesap soracağımızı herkese ilan ediyoruz.
Daha önce açıklandı, bir kez daha ifade edelim:
Hareketimizin kuruluşunda, tarihsel süreçte oluşturduğumuz devrimci gelenek ve değerlerde emeği olan, şimdi ise rezaletlerin merkezinde yer alan eski arkadaşımızla yaklaşık 25 yıldır politik ve örgütsel ilişkimiz yoktur. Bu eski arkadaşımızın, sadece son yıllarda değil, dönüp geriye baktığımız da oldukça uzun yıllara dayanan, hatta devrimcilik yaptığı süreçlerde de “yan unsur” olarak, birçok olumsuzlukla, özellikle mafyatik ilişkilerle yan yana oldu. İdeolojik alanda bir cümle üretmeyen, hatta çok daha anlaşılsın diye ifade ediyoruz, hareketimizin ideolojik-politik çizgisinden habersiz, her önüne gelen yazıya imza atan bu arkadaşımızla, son 25 yılda hareketimizin fiili bir ilişkisi yoktur.
Bu eski arkadaşımız için politik kırılma 1994 yılında tutsak düşmesidir.
Hareketimizin kuruluşunda, işkencede ve tutsaklık koşullarında direniş geleneğimize katkı sunan bu eskimiş arkadaşımız, 1991 sonrası tereddütsüz devrimcilikten yana tavır aldı, hepimiz gibi eksik ve hataları da olan ama buna rağmen düzen içi bir yaşam değil devrimciliği seçti. 1995 de tutsaklık sona erdiğinin ertesi günü, hiçbir organ ve kadro ile tartışmadan yaşam arkadaşıyla, arkasına bakmadan Avrupa’ya kaçtı.
Bundan sonrası yıkım ve kirli bir hikayedir. Önce Avrupa örgütünü yaşam arkadaşıyla birlikte dağıttı, onlarca insanın hareketten kopmasına zemin sundu ve kopardı. Sadece bu değil, mafyatik ilişkiler ( bu ilişkiler kirli ilişkileri de kapsayan bir genişliktedir, burada ayrıntısına girmeyeceğiz, onlarca olay vardır), hareket maddi değerlerini bu ilişkilerde harcamak, hareket değerlerini kafa kol ilişkilerine sunmak, borç adı altında insanlarımızdan para almak ve üstüne yatmak ( geniş bir liste sunmak mümkün) gibi devrimcilikle yan yana gelmeyecek ilişkiler söz konusudur.
2005’li yıllarda bu konuda bir soruşturma açıldı. Bu soruşturma; şimdi hem politik ve hem de kirli işlerde suç ortağı olan darbeci, hizipçi, emek hırsızı tarafından kadük edildi.
Yüzüne ve örgütsel mekanizmalarda eleştiri yapan, bunlar karşısında bir cümle değil, bir kelime bile eleştirisi olmayan, en zor günlerde, “örgüt” “adalet” ve “değer “ için dedikoduların parçası olmayan, tam tersine bu dedikoduların önünü kesen yoldaşlarımızdan sadece ve sadece yoldaşlık hukukuyla onurlandırılan bu eskimiş arkadaşımızda; bir gram vefa, yoldaşlık hukuku, bir dönem kendinin de emeği olan değer ve kültüre saygı yoktur. Siyasal ve kişisel düzeyde, yüzlerce insanın da şahitlik yapacağı gibi, arkadan dolanma, çok iyi bildiği kumpas ve kafa kol, insanları önce suçlama sonra onlarla tam tersi iş tutma, hatta birlikte iş çevirmekte ustadır. Nerede para sesi var, sadece bu eskimiş değil, birlikte suç ortaklığı yaptığı tip oradadır ve boğazına kadar ikisi de kirlenmişlerdir, tutulacak bırakın bir el, bir gram parçaları kalmamıştır.
Gelinen aşamada, her şeye rağmen, bu sorunun örgütsel hukuk içinde çözüm bulması, sağda solda bu kirli ilişkilerinden kaynaklı söylentilere set vurulması dönemi kapandı. Bu eski, siyaseten emekli, kirlenmiş arkadaşımız ve suç ortağı bu suçları hareket ismi kullanarak işledikleri için devrimci kurtuluş kamuoyuna hesabını vereceklerdir.
Örgüt dağıtma, nitelikli dolandırıcılık, kirli ve mafyatik ilişkiler, mültecilik gibi ortak paydaları olan, bu iki suçlu kişilik; bunlarla birlikte hareket ismini geçim aracına döndüren şaibeli tipler, bu pis işlerde ismi geçen bir gram devrimcilik yapmayan tiplerden hesap soracağız!
Bu kirli insanların hareket üzerine söz hakkı da oy hakkı da yoktur!
Bunu herkes bilmelidir!
ŞİARIMIZ: İLKELİ VE DEVRİMCİ BİRLİK
Kaotik bir süreç yaşadığımız bir gerçektir. Devrimci hareketin, devrimci kesimi, biz dahil ciddi bir gerileme ve çözülme süreci yaşadığımız da bir başka gerçektir. Bu süreç idealist bir mantıkla kişilere şu ya da bu birkaç olayla açıklanamaz. Bu süreç uzun ve kapsamlı değerlendirmeye muhtaçtır.
Eğer Marksist-Leninist örgütseniz, diyalektik yöntemi kullanıyorsanız, sorumluluk sahibiyseniz, hem tarihsel sürece bütünsel bakmak, hem de suçu bir ya da birkaç kişiye atıp işin içinden sıyrılmaktan uzak olmalısınız. Bu tarih bizim; biz kaçan, bir kenara çekilen, tüm olumsuzlukları başkasına yükleyen yerde olmadık, olmayacağız. Biz, devrimciyiz, biz sahte değil samimi devrimciyiz. İster içeride ister dışarıda, ister bizzat kendimizden ister başka yoldaşlardan ya da bugün onlarca örneğini vereceğimiz üzere, saflarımızın dışına düşmüş “yorgun” arkadaşlarımızdan kaynaklı olsun, isterse darbeci, mafyatik tasfiyeciliğin yıkımlarından kaynaklı olsun, biz örgüt mantığı, bilinci ve sorumluluğu ile hataları da sahiplenir, öz-eleştirel bir yerde durur ve buradan ilerleriz.
Bu zaaf değil, güçlülüktür.
Ancak bu kaotik ortamda her şey birbirine karışıyor, yıllarca tek kelime edemedikleri yoldaşlarımıza arkadan konuşmak, ahlaksızca devlet diliyle şehitler üzerinden spekülasyon yapmak, 30-40 yıl devrimcilik yapmadan, bilip bilmeden “suçlu filan” demek, örgütsel ilişki içinde birçok politik hata yapıp uzaklaşınca bir gram özeleştiri vermemek moda oldu. Ne adına? Devrimcilik ve hareket adına. Örneğin hırsızlık, hizipçilik, darbecilik suç mu? Suç. Az çok hareket kültürü alan, bu suça destek verir mi? Vermez. Ama gelin görün ki bir dönem örgüt kurmuş, kadro tanımı içinde olmuş, hatta bir ara olmayan bir vasıfla “önder” olarak kendini tanımlamış tipler sessiz kalıyor, hatta bu kaotik ortamda kendine alan açmak için destek sunuluyor; “bir dakika bu hırsızlık, darbecilik bizde olmaz” deme ahlakı gösterilmiyor. Yüz yüze bir kelime eleştiri yapmadan, dönüp arkadan iş tutmak hangi ahlakın ürünü? Çeşitli operasyonlarda bir numaralı şaibeli tiple iş tutmak, hareket ismini geçim aracına dönüştürmek, yurtdışında tuzu kuru tiplerin, her yeri kirletmesi hangi ahlak ve örgütsel kaygının ürünü? İnsanları, değer ve saygı üzerinden dolandırmak, nasıl bir kişiliktir? Bu konuda sayfalarca örnek verebiliriz. Tabi işaret ettiğimiz kişiliklerde örgütsel sorumluluk ve kaygı yoktur. Siz bu emek hırsızı, mafyatik tiplerden hiç öz-eleştiri duydunuz mu?
Ortada bir kaotik ortam, dağılma ve çözülme varsa, başta nesnel ve öznel nedenleri bir kenara bırakarak ifade edelim; irili ufaklı onlarca kadronun rolü var, bir liste yapsak sayfalar tutar. Bunlar üst üste birikti, nesnel ve başka öznel faktörlerle birleşti ve bu süreç ortaya çıktı.
Öz-eleştirel yaklaşmayan, samimi olmayan ne örgütsel faaliyet yürütür, ne de bugün bizim için önemli taktiksel açılım olan güçlerimizin birliği sağlanır. Nitekim son yıllarda bu konuda samimi adımlar atan biziz; attığımız adımlar ya “görünmez bir elle”, ipi devletin elinde olanlar tarafından kadük edildi yada bu bir zaaf olarak değerlendirildi.
Biz kez daha ifade ediyoruz. Kirlenmemiş, güvenlik açısından şaibeli olmayan, hareketin değerlerine el koymamış her devrimci kurtuluşçu ile hareket hukuku içinde, samimi bir eleştiri ve öz-eleştiriyle birlik oluruz, bundan sonra da, isterse bir kişi olsun, bunun için mücadele ederiz.
TARAFSIZLIK VE KARARSIZLIK YOK
Devrimci kurtuluş kamuoyu şunu bilmeli, artık orta yol, “bana dokunmayan bin yaşasın” ya da “tarafsızlık” dönemi kapandı.
Bu bir kavga; bu kavga samimi devrimcilerle sahtekar, emek hırsızı, darbeci, mafyatik, güvenliği risk eden, internetle kirletilen, kültürümüzü bozanlarla kavgadır. Bu kirli çevreler sahtekarca devlet diliyle yalan üretiyor, herkesin güvenliğini tehlikeye atıyor.
Başkaları bir yana, son yıllarda yaşanan sürece şahit olmuş, yorulmuş ama dürüst, bir kenara çekilmiş insanlar, ne yapıyor? Bu kaotik ortamda, eğer devrime, sosyalizme, harekete az çok sorumluluğunuz varsa, tüm bu rezalete sessiz kalamazsınız. Sizin suskunluğunuz, bu rezalete destek anlamına geliyor. Hareketin geri bir noktaya düşmesi çok şeyin kaynağıdır. Ve tabi ki sorumlu her devrimci gibi bu noktaya düşmemizde bizim olduğu kadar sizin de rolünüz var. Gökyüzünden ne Lenin ne Mahir gelmiyor, bireysel ve örgütsel olarak düştüğümüz yerde ayağa kalkacağız.
Sizden bundan öte kişisel açıdan ahlaklı olmanızı, bu rezalete sessiz kalmamanızı beklemek de bizim hakkımızdır. Sesimize ses verin ve ahlaksızlara karşı hem bireysel hem de hareketin onurunu koruyun!
Bizim yolumuz devrimci kurtuluşun yoludur. Tüm samimi yoldaşları, hareketin yaşadığı kötü günlerde harekete sahip çıkmaya, omuz vermeye çağırıyoruz.
Mayıs 2023/Barikatta Devrimci Birlik
COMMENTS