1959
yılında Trabzon (Akçaabat) da orta halli bir ailenin
çocuğu olarak doğdu. Devrimci mücadele saflarına,
bir çok devrimci yoldaşı gibi çok genç denecek
yaşlarda katıldı. Ahmet'in devrimci mücadeleden
yana tercihini yapışı, devrimci mücadeleye ve
MLSPB saflarına katılımı İstanbul'da okuduğu lise
yıllarına dayanır. Devrimci mücadeleye THKP-C'nin
ideolojik-politik-örgütsel hattı temelinde mücadeleye
atılmış olan MLSPB saflarında bir tercih yaparak
başladı. Ahmet Saner, İstanbul Devrimci Ortaöğrenim
Derneği (İDOD), İstanbul Ortaöğrenim Derneği (İÖD)
İstanbul Yurtsever Devrimci Öğrenim Derneği (İYDÖD),
ve İstanbul Demokratik Gençlik Derneği (İDGD)
derneklerinin içerisinde bazılarını bizzat kuruluşuna
da katılarak, devrimci gençliğin İstanbul'da gerçekleştirdiği
eylemliliklerde
yerini aldı ve çeşitli düzeylerde faaliyetlerde
bulundu.
1979 sonları ve 1980'li yılların başlarına kadar
MLSPB'ye bağlı olarak faaliyet yürüten ve bir
çok silahlı devrimci eylemde yer alan Ahmet, kendisini
politik olarak geliştirdi. Ahmet 1979 sonları
ve 1980 başlarında MLSPB'nin bir üyesi olarak
yeni bir sürece girdi. 1979-1980 yıllarında bir
çok gerilla eyleminde yer aldı.
16
Nisan 1980'de Etiler'de gerçekleştirilecek olan
cezalandırma eyleminde, aynı hücrede görevli olan
ve bir çok askeri operasyonu başarı ile sonuçlandırmış
olan Hakkı Kolgu Kadir Tandoğan ve Ahmet Saner
görevlendirilmişti. Cezalandırma eylemini başarıyla
tamamlayan bu üç gerilla eylemden sonra polis
tarafından çembere alındılar. Yaralı ele geçirilenlerden
Hakkı Kolgu hastanede gerekli bakım
olmadığından şehit oldu. Ahmet ise, yoldaşı Kadir
ile birlikte tutuklandı. Tutuklu bulundukları
cezaevlerinde devrimci direnişi ödünsüz olarak
sürdüren Ahmet ve Kadir, alelacele idam cezasına
çarptırıldılar.
Cunta,
Kadir ve Ahmet'i, bir ABD üst düzey heyetinin
Türkiye'ye yaptıkları bir ziyaret sırasında 25
Haziran 1981'de idam etti.
Ahmet, darağacına, sloganlarımızı haykırarak,
marşlarımızı söyleyerek çıktı. O, devrimin bayrağını
hep yükseklerde tuttu.
Ahmet Saner'in Son Mektubundan...
"Yaptıklarımdan hiçbir zaman pişmanlık
duymadım. Şunu bilin ki dünyaya bir daha gelirsem
aynı mücadeleleri, aynı şeyleri bir daha yaparım.
Onun için kimsenin üzülmesini istemiyorum.
Kimse üzülmesin, ben pişman değilim. AMERİKAN
EMPERYALİZMİNE VE ONUN UŞAKLARINA KARŞI MÜCADELE
VERDİM. Verdiğim mücadele doğru bir mücadeleydi.
Bundan dolayı üzüntü duymuyorum.." |
|