Ahmed Saadat Yoldaşın Siyonist Mahkemedeki
Açıklaması
25 Aralık 2008
Başlarken belirtmek isterim ki, ben burada kendimi
savunmuyorum. Her zaman belirttiğim gibi ben bu
mahkemenin meşruluğunu tanımıyorum; çünkü bu mahkeme
uluslararası hukuka aykırıdır, işgalin bir uzantısı
olan bu mahkeme 1945 İngiliz Olağanüstü Hal Yasaları
üzerine kuruludur ki, Siyonist İsçi Partisi'nin
liderlerinden biri bile bu yasaların en kötü Nazi
yasalarından biri olduğunu söyleyip "işlenmiş
Nazi suçları bu kanunun derecesine ulaşmamıştı"
diye eklemişti.
Bunun için ben, burada halkımı ve halkımın meşru
bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkı ile
ülkelerine geri dönüş hakkını savunmak için bulunuyorum.
Bu haklar uluslararası yasalar ve BM kararları
ile garanti altına alınmıştır, ayrıca Lahey Adalet
Divanı'nın en son tavsiyeleriyle de...
Halkımın barış hakkını ve sadece bu bölgede değil
bütün dünyada istikrarı savunuyorum. Ne Filistin'de
ne bölgede ne de dünyada barış ve istikrara ulaşılması,
Filistin'de olduğu gibi askeri işgal metoduyla
zor kullanarak bir şeyleri empoze etmeye dayalı
bir politika oldukça mümkün değildir.
Benim bugün burada tutulmam halkımızın karşılaştığı
sistemli baskının sonuçlarından biridir. Ama bu
sistem yine de direnişi kırmaya muktedir değildir,
işgalcilerin halklara direnişi bitirmeleri için
empoze ettikleri politikalar başarısız kalmaktadır.
Siyonist işgalin tutsak ettiği mahkumların dosyalarını
inceleyecek olursanız bir çoğunun ikinci, üçüncü
kez tutsak alındığını görürsünüz; bu sistem halklarımız
için savaşan insanlarımızı ve militanlarımızı
vazgeçirmekte başarısızdır.
Biliyoruz ki, işgalcilerin halkımızı sindirme,
direnişimizi yok etme aracı olan bu mahkemeler,
işgal sürdükçe var olacaklar ve tabii halkımızın
direnişi de…
İşgalin süregelmekte olan politikaları ve mantığı,
İsrail'e ve işgalde payı olan diğer ülkelere güvenli
bir ortam getirmeyecek. Bölgede güven, istikrar
ve barış sağlamanın temel yolu işgali sonlandırmak
ve Filistin davasının uluslararası meşruiyetini
kabul eden kararları hayata geçirmektir. Filistin
krizi ve Arap-Siyonist çatışmasına demokratik,
barışçıl ve insani çözümleri içeren bir ortam
sağlanması, şiddeti ve kanı durdurmanın tek yoludur.
Son olarak, bir çok kez vurguladığım gibi, ki
mahkemeniz sonuçlandıktan sonra yine altını çiziyorum,
böyle sığ bir "mahkeme" imajıyla bir
karar vermeniz, tek taraflı ve gülünçtür. Cezalar
baştan bilinmektedir, siyasi ve askeri mekanizma,
kararları baştan vermiştir, bu mahkeme sadece
bunu "meşrulaştırmaktadır."
Benim durumum açıktır: Ben Filistin halkıyla ve
onların siyasi, ulusal direnişleriyle, ulusal
hakları için verdikleri savaşla gurur duyuyorum.
Ayrıca FHKC Merkez Komitesi'nin beni genel sekreter
seçerek ortaya koyduğu güvenden ötürü gururluyum.
Şu ana kadar görevlerimi tamamen yerine getirme
fırsatım olmadığı için de üzgünüm.
Filistin Yönetimi tarafından tutuklandım ve 4
yıldan fazla bir süre çalışmam engellendi. Daha
sonra da ABD, İngiltere ve Filistin yönetiminin
sorumluluğunda İsrail tarafından kaçırıldım ve
burada tutuluyorum.Ama yine de bütün engellemelerinize
rağmen, halkımın mücadelesini hiçbir zaman ve
hiçbir koşulda durduramazsınız.
Yaşasın Filistin Halkının Mücadelesi
Ahmad Saadat
|