Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 

 

 

Biz O Gün Ölülerimizi
Saydık Tek Tek...
Bir Gün Mutlaka
Sıra Onlara da Gelecek

 

16 Aralık 2008

O kanlı sabahtan bu yana sekiz yıl geçti…
Ölüm haberleriyle uyanıp isim listelerini yürek sızısıyla okuduğumuz o karanlık günden bu yana, koca sekiz yıl…
Oligarşik diktatörlüğün kanlı tarihinin en berbat sayfalarından biri açıldı o gün. Daha fazlasını göze almışlardı, sonradan itiraf ettiler bunu. Daha fazlası da sonradan geldi zaten, ölüm oruçlarında … can verildi.
Şimdi, aradan 8 yıl geçtikten sonra, dönüp yeniden baktığımızda, bütün olup bitenlerin gerçek nedenini bir kez daha anlıyoruz.
Devrimci hareketin bir kuşağını yok etmek istediler evet; böylece devrimci hareketin yeni kuşaklarının ve toplumsal mücadeledeki bütün güçlerin yüreklerine korku salmak istediler, bu da doğru. Ama aslında başka bir şeyi yapmak istediler: Bu onların gelecek tasarımıydı. Yalnızca o günü hesaplamadılar; o günün üzerinden daha uzağa, geleceğe baktılar ve onu biçimlendirdiler.
Birincisi, bu topraklarda daha iyi bir dünya için savaşmak isteyen yeni kuşaklara yeni bir zindan çerçevesi çizdiler. Postmodernizmin dışarıda inşa ettiği korkunç insan yalnızlığının hapishanedeki karşılığını yarattılar. İstediler ki, her devrimci hapishaneye girince tükensin, yalnız ve çırılçıplak kalsın, bütün dayanışma biçimlerinin uzağında çürüyüp gitsin.
İkincisi, aynı yalnızlık ve çıplaklığı deyim yerindeyse eğer bir "19 Aralık Kriterleri" olarak bütün topluma yaymak istediler. Büyük bir dehşet tablosu yaratarak beyinlere kazımak ve toplumsal düzeyde bir "tretman" yaratmayı amaçladılar.
Birincisi, ne olursa olsun devrimciler açısından başarılamaz bir plandı. Nitekim hiçbir zaman tam olarak başarılamadı. Devrimci akıl ve devrimin ruhu her gedikten sızdı, her zaman ve her koşulda kendine bir yol aradı buldu.
İkincisi ise zaten bu toprakların gerçekliği içinde kendisine uzun süre yer bulamazdı. Öyle de oldu. Yine sokaklar boş kalmadı, yine insanlar ellerini kaldırıp insanca bir yaşam için seslerini yükselttiler ve yükseltiyorlar.
Şimdi, 19 Aralık 2008'de, en son 1 Mayıs'ın görüntülerini anımsıyoruz. Büyük bir kan banyosunun bile bu topraklardaki devrimci damarı kurutamadığını, sokakta savaşmak isteyenlerin cesaretini kıramadığını görüyoruz.
Bu bir umuttur.
Bu bir güvendir…
Türkiye devrimci hareketi kırılarak, kıyılarak geliyor. Yine de kendini üretiyor, yine de sokaklar boş kalmıyor.
Öfkemiz büyük, belleğimiz taze. Unutmuyoruz, unutmamız mümkün değil.
19 Aralık, uğrunda canlar verilmiş bir "devlet dersi"dir. Ama herkes için bir ders… O günden bugüne sokaklarda çınlayan "hesap soracağız" sloganını duymazlıktan gelenler, duyup da umursamayanlar, çanlar çaldığında pişman olacaklar.
Çünkü bu hesap gerçekten sorulacak. Türkiye devrimci hareketi bunun üstünden atlayıp geçmeyecek, geçemez.
Öfkemiz büyük, belleğimiz taze. Unutmuyoruz, unutmamız mümkün değil.
Sekiz yıl sonra, kırılıp eğilmeyenleri saygıyla anıyoruz.
Alp Ata yoldaş, aklımızın bir köşesinde, daha dün gibi…
Bu hesap sorulmadan içimizde huzur diye bir duygu olmayacak.
Biz ölülerimizi saydık o gün. Tek tek…
Bir gün mutlaka; sıra onlara da gelecek…

16 Aralık 2008
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ



 


 

 
 

 

[email protected]
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19