1
Mayıs 2009 devletin bütün ablukası ve baskılarına
rağmen Taksim'de kutlandı. Alana giren ve giremeyen
bütün işçi sınıfı güçleri ve devrimciler sabahın
ilk ışıklarından itibaren ortaya açık bir irade
koydular ve bu iradenin sonucu Taksim'de sallanan
kızıl bayraklar oldu.
1 Mayıs sabahı erken saatlerden itibaren Taksim'den
Şişli'ye kadar yoğun bir polis ablukası yaşandı.
Her taraf polis bariyerleri ile kapatılmış, İstiklal
caddesi, Tarlabaşı, Şişhane, Karaköy Gümüşsuyu
dahil tüm ara sokaklar polis tarafından tutulmuştu.
Ayrıca emekçilerin Taksim Meydanı'na çıkmaması
için tüm ulaşım araçları sabah 5.30'dan itibaren
durduruldu.
Ama yine de günler öncesinden başlayan tüm baskı
ve yıldırma politikalarına rağmen işçi sınıfı
1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamaya kararlıydılar.
Saat 8.45 dolayında buluşma noktası Pangaltı'da
toplanmaya çalışan kitleye polis tarafından ilk
saldırı gerçekleşti. Dağılan kitle daha sonra
Şişli'de ve genel olarak cadde üzerinde tekrar
bir araya gelerek flamalar, dövizler ve sloganlar
eşliğinde yürümeye başladı.
Kitleyi dağıtmak isteyen polis tekrardan ve daha
fütursuzca saldırdı. Saldırı bu kez direnişle
karşılandı. Bir süre direnen emekçiler, çatışarak
Mecidiyeköy'e doğru çekildiler.
Bu arada DİSK üyeleri Şişli'deki DİSK Genel Merkezi
önünde toplanmaya başladı.
Daha
sonra burada toplanan kitle polis korteji eşliğinde
buluşma noktası olan Pangaltı'ya geldi. DİSK kortejine
katılmak isteyen demokratik kitle örgütlerine
müdahale ve gözaltı terörü başladı. Kitleler Cevahir
ve Ergenekon Cadde'si boyunca defalarca polis
barikatlarını aşıp DİSK kortejine ulaşmaya çalıştı.
Bu aşamada ancak küçük küçük gruplar halinde korteje
katılım sağlanabilmekteydi.
Bu sırada Pangaltı'ya yakın bölgelerde toplanan
devrimci gruplar ve emekçiler ise
caddeye inebilmek için çatışmalara girerken Kurtuluş
civarına doğru kaymaya başlamışlardı. Kurtuluş'tan
Dolapdere'ye ve Tarlabaşı'na dek uzanan bir çatışma
ve ilerleme hattı da bu çizgi üzerinde oluştu.
Devrimci sosyalistlerin yoğun olarak bulunduğu
bu hatta polis defalarca püskürtüldü ve Taksim
iradesi gösterildi.
Aynı saatlerde toplanma yerinde
polis barikatı eşliğinde bekledikten bir süre
sonra ağır ağır yürümeye başlayan ana kortejde
sendika temsilcilerinin polisle olan görüşmeleri
sonucu KESK ve DİSK'e Taksim izni çıktı. Demokratik
kitle örgütleri, devrimci kurumların Mecidiyeköy
ve Kurtuluş'ta barikatları zorlamaya devam ettiği
saatlerde bu yürüyüş de başlamıştı.
Kortej Pangaltı'ndan başladığı yürüyüşe Harbiye'de
diğer grupların girebilmesi için bir süre bekledi.
Ardından KESK ve DİSK, ortak bir kararla diğer
gruplar gelmeden yürüyüşe geçmeyeceklerini açıkladılar.
Ana korteje yan sokaklardan katılım sağlandı,
ancak bu katılım taleplerine polis sıklıkla müdahale
ederek yanıt verdi. Örneğin Eğitim-Sen'in korteje
katılımı engellenirken, 2-3 bin dolayında sendikalı
emekçi Cevahir Alışveriş Merkezi ile Mecidiyeköy
Otobüs durakları arasında
kitlesel bir eylem yaptı. Eylemin sonunda Eğitim-Sen
üyelerine karşı biber gazı ve tazyikli su kullanan
kolluk güçlerine karşı sendikacılar direndi. Ali
Sami Yen'in yanındaki barikatları yıkarak kendi
barikatlarını oluşturdu.
Nihayet DİSK ve KESK'in ana gövdesini oluşturduğu
kortej 12.15 civarında Taksim Meydanı'na büyük
bir coşku ile girdi. "İşte Taksim!, İşte
1 Mayıs!", "Diren Emekçi Barikatı Kaldır",
"Krizin Yükünü Çekmeyeceğiz", "Yaşasın
Devrimci Dayanışma" sloganlarını sık sık
atarak kitle alana girerken, ses aracının yerleştirilmesinin
ardından, sendika temsilcileri konuşmalar yaptılar,
yurtdışından gelen sendikacılar da söz aldılar.
Kazancı Yokuşu'nda barikatları aşarak bir araya
gelebilenler önce polis engeline takılırken Meydan'dan
yapılan baskılar sonucu alana coşkulu bir giriş
yaptılar.
Saat 14.00 sularında ise Taksim'de yapılan 1 Mayıs
kutlaması sona erdi.
Taksim'de yapılan kutlama sona ererken gruplar
parça parça alanı terk ettiler. Kutlamanın sona
ermesine rağmen, polis dağılan gruplara saldırarak
burada gözaltılara başladı. Resmi olarak 108 olarak
belirtilen gözaltı sayısı ise 102'ye düştü.
Bu sırada hala Okmeydanı'na ve Tophane'ye dek
yayılan geniş bir alanda çatışmalar, gözaltılar
devam etmekteydi. Bu arada TTB yöneticileri, üyeleri,
SES ve Dev-Sağlık İş üyeleri Osmanbey'de saat
14.50 sularnda saldırıya uğradı. Polis'in geçiş
için izin verdiği Taksim sözünü tutmaması üzerine
sendikacılar burada 5.5 saat boyunca yol kesme
eylemi yaptı.
Böylece akşamüstü olduğunda geride kalan yüzlerce
gözaltı, yaralılar, hala sağda solda devam eden
çatışmalar ama bir yandan da Taksim alanında çınlayan
işçi sınıfının sesiydi. Taksim bir kez daha emekçilerindi,
bir kez daha devrimci irade kendisini ortaya koymuş
ve bütün eksiklik ve organizasyon bozukluklarına
rağmen başarı kazanılmıştı.
|